Son yıllarda otomotiv sanayinde yerlileşme oranında gözle görülür bir düşüş yaşanmıştır. Bu durum, teknolojik gelişmelerin büyük oranda Türkiye dışında gerçekleşmesinden ve üretilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumun elektrikli araçlarla daha da kötüye gideceği çok açıktır.
Türkiye'deki mevcut otomotiv üreticileri, bağımsız ürün geliştirme yetkisine sahip değillerdir. Bu bağlamda, sektördeki katma değer de sınırlı kalmaktadır. Eğer tüm parçaları dışarıdan getirip montaj yapıyorsak, bu sanayi sadece işçi çalıştırmak dışında pek bir katkı sağlamayacaktır.
Ancak, bu durumu değiştirmek ve otomotiv sanayindeki tarihi değişimi bir fırsat olarak değerlendirmek mümkündür. Örneğin, bir Çin şirketi Türkiye'de otomobil üretmek için başvuruda bulunacaksa, aynı zamanda bir batarya fabrikası ve elektrik motorları üreten bir tesis de kurmalıdır. Bu şekilde, yüksek katma değerli bir tesis oluşturulabilir.
Türkiye'nin otomotiv sanayisindeki geleceğini şekillendirmek için, tüm ekosisteme geniş bir perspektiften bakmamız gerekmektedir. Yerlileşme oranı ve mühendislik katkısının takibi gibi kontrol mekanizmaları ile desteklenen, nakite dayalı yeni bir teşvik sistemi oluşturmalıyız.
Türkiye'nin otomotiv pazarının büyüklüğü, elimizdeki en önemli kozlardan biridir. 1.2 milyonluk pazarın 2 milyonlara çıkma potansiyeli, güçlü bir çekim unsuru olabilir. Bu fırsatı değerlendirmek için stratejik adımlar atılmalı ve sektörün geleceği güvence altına alınmalıdır.
Türkiye, otomotiv sanayinde yerlileşme ve teknoloji geliştirme konularında daha fazla yatırım yaparak, global rekabette güçlü bir konuma gelebilir. Bu hedefe ulaşmak için, sektörün tüm paydaşları ile iş birliği içinde hareket etmek ve yenilikçi çözümler üretmek gerekmektedir.
Comments